Evde olduğumuz zaman diliminde gerek iş ya da okul için gerekse boş zamanlarımızda ekran süresi hakkında yaşanan büyük bir artış söz konusu. Tüm gün çalışmak için bilgisayara bakmamızın ardından dinlenmek için kanepeye uzanıp televizyonumuzdan ya da tabletimizden bir şeyler izliyor, telefonumuzdan sosyal mecraları kontrol ediyoruz.
Muhtemelen normal düzenimizde çalışırken ya da okula giderken ekranlarla geçirdiğimiz süre çok daha azdı. Bu sebeple her türlü ekran için harcadığımız süreyi yönetmek iyi bir fikir olabilir. Yaşatacağı anlık baş ağrısı ve göz sorunlarının yanı sıra uzun vadede uyku bozukluğu, anksiyete hatta depresyona varacak sağlık sorunlarıyla savaşmaktansa erkenden önlem almak için neler yapılabilir, gelin bir göz atalım!
Verdiğiniz bu kararla aslında gün içerisinde çok sık yaptığınız bir eylemi sınırlandırmaya gideceksiniz. Artık alışkanlığınız olan bu davranış hakkında kendinizi bir anda kısıtlama ve ütopik hedefler koyma yoluna gitmemenizi tavsiye ederiz. Eğer çalışıyor ya da okulunuzu online olarak takip ediyorsanız tamamen uzaklaşmak sizin için zaten bir seçenek olmasa da zorunluluk harici kullanımınızı sıfıra indirgemeye çalışmanız kendinizi çok daha suçlu hissetmenize neden olacaktır.
Doğru tespiti gerçekleştirebilmek için uzmanların önerisi, normal bir hafta geçirerek neler yaptığınızla ilgili süre takibi yapmanız oluyor. Bunu manuel olarak gerçekleştirebileceğiniz gibi ekran takibinizi sizin için gerçekleştirebilecek iOS ya da Android uygulamalardan yararlanabilirsiniz. Eğer oyun konsolu, televizyon gibi ekranlardan da yararlanıyorsanız bunları da göz ardı etmemeniz gerekir.
Belki de sabah uyandığınızda e-postalarınızı okurken bir anda online alışveriş için siteler ziyaret ediyor ya da ekran sürenizi Twitter’da saatler geçirerek harcıyorsunuz. Bu gibi durumlarda verimsiz ekran kullanımlarınızı tespit ederek gereksiz harcadığınız ekran süresini kontrol edebilirsiniz.
Tüm ekran kullanımlarınız, yüksek ihtimalle aynı derecede önem taşımıyordur. Sizin için ne önemli? Bekleneni karşılamanız için ne yapmanız gerekiyor?
Zamanınız konusunda bilinçlenmek için aynı filmi 5. kez izlemeye yönelmek ya da arkadaşlarınızın komik videolarını izlediğiniz Instagram hikayelerinden kaçınmak kulağa nasıl geliyor? Video oyunları oynamak size keyif veriyorsa daha zinde hissetmek için harcadığınız zamanı kademeli olarak (tamamen bırakmanızı asla beklenmiyor.) sınırlandırabilirsiniz. Ekranda harcayacağınız oyun zamanını bir noktada keserek evcil hayvanınızla oyun oynamayı deneyebilirsiniz, eminiz buna onun da ihtiyacı vardır!
İşiniz ya da okulunuzla ilgili ekran sürelerinizi de önceliklendirebilirsiniz. Eğer ekran süresi açısından gerçekten yoğun bir gün geçirdiyseniz ve ödev tesliminiz için daha müsait iki gününüz varsa ödevinizi tamamlamayı o günlere kaydırabilir ve programınızı esnetebilirsiniz. Aynı şekilde her e-postayı o gün cevaplamanızın gerekmediği durumlar da mutlaka vardır.
“Oturduğumuz yerden hallediyoruz zaten!” diyerek saatlerce gerçekleştirdiğiniz Zoom ya da Google Meets toplantıları aslında yorgunluğa yol açan görevlerdir. O zamanları azaltmak için telefonla halledilebilecek görevleri yalnızca sesli konuşmalarla tamamlama yoluna gidebilirsiniz. Vermeniz gereken bir eğitim ya da birden çok kez yapmanız gereken bilgilendirme konuşmaları varsa her seferinde ekran karşısına geçmek yerine bir video kaydetmek sizin için her anlamda pratik olacaktır.
Yine gününüzü, market alışverişinizi ya da ajandanızı planlamak için artık eski moda bir yöntem gibi gelse de kağıt ve kaleme başvurmaya dönebilirsiniz. Başlayacağınız projenin ilk taslağını oluşturmak, makalenizin taslağını çıkarmak ya da sunumunuzun tasarısında ana hatlarını çizmek için boş bir A4 kağıdından daha iyisi yoktur. Somut bir kağıt üstünde beyin fırtınası, her zaman iyi bir seçenektir!
Gelin şimdi hep birlikte bazı gerçekleri kabul edelim. Yeni aldığınız kitaba başlamak için koltuğunuza yerleşir, battaniyenizi alırsınız ve bir anda telefonunuz titreşir. O andan itibaren kitap ya da ilgilendiğiniz herhangi bir şey, önemini yitirmiştir. Aynı şekilde ne zamandır ertelediğiniz işinize başlamışsınızdır ama kenardan gelen “push” bildirim ile artık o kadar da odaklı değilsinizdir.
Bildirimlerinizi kapatmak bu tarz iki senaryoyu da ortadan kaldırır. Aynı şekilde ayarlarınızı, ekrandan uzak olmak istediğinizde bildirimlerinizin kapanmasını sağlayacak şekilde düzenleyebilirsiniz. Kullandığımız birçok teknolojiyle, durumunuzu “rahatsız etmeyin” olarak ayarlayabilir, sizi dağıtacak önemsiz bildirimlerden arınabilirsiniz. Önemli olanları kaçırmamak için çalışırken yöneticinizin bildirimlerini açarak istisnaların tadını çıkarabilirsiniz.
Yapacağınız bu tarz düzenlemelerle ekran sürenizi dizginlediğiniz gibi evdeyken iş-yaşam dengenizi daha iyi sağlayabilir bu sayede tükenmişlik hissi riskini de ortadan kaldırmış olursunuz.
İşle ya da okulla geçen bir gün boyunca 40-50 dakikada bir ekran molası verme alışkanlığı edinebilirsiniz. Molalarınızda Instagram ya da Twitter’a bakmak yerine ayağa kalkıp dolaşabilir, kahvenizi tazeleyebilirsiniz. Telefonunuzu bilgisayarınızın yanında bırakarak onlardan ayrı geçireceğiniz 10 dakikanın bile geri döndüğünüzde ne kadar verimli hissettireceğini tahmin edemezsiniz.
Ekranlar olmadan yapmak istediğiniz bir şey olduğunu biliyor fakat vakit ayıramıyorsanız haberler sizin için daha güzel! Pek çok insanın ekran süresi kısıtlayamama sebebi, can sıkıntısı ya da yapacak başka bir şey olmaması şeklinde sıralanıyor. Bu yüzden sizi heyecanlandıracak “offline” bir hobiye başlayarak ekrandan uzak ve bir o kadar keyifli zaman dilimleri oluşturabilirsiniz. Tek kriteriniz sizi telefonunuzdan, televizyonunuzdan, bilgisayarınızdan, tabletinizden veya video oyunlarınızdan uzaklaştıracak kadar cazip olması. Bir şeyler pişirmek, rubik küpü ya da denge tahtası gibi beceri oyuncaklarıyla ilgilenmek, lego ya da puzzle seti edinmek, yalnızca sesli telefon görüşmesi yapmak, sizi okumaya teşvik edecek kitap ya da dergileri göz önünde tutmak, boyama ya da çizimle ilgilenmek, müzik aletlerine merak salmak, evcil hayvanınızla vakit geçirmek; iyi geçeneklerden bazıları olabilir.
Uzmanların yaptığı araştırmalara göre özellikle 18-25 yaş bandı başta olmak üzere görülen anksiyete ve depresyon gibi psikolojik rahatsızlıkların birçoğu sosyal medya kullanımlarıyla ilişkilendiriliyor. Artık hepimiz için bağımlılık haline gelen bu çılgınlık, ekran süresi başta olmak üzere birçok sebebiyle bize iyi hissettirmiyor. Bu anlamda sosyal medyada geçireceğiniz vakitlere ciddi sınırlar koyun. Buna LinkedIn de dahil! Fazladan bir yardıma ihtiyacınız varsa, belirli platformların kullanımını engelleyen veya kısıtlayan uygulamalar ve tarayıcı uzantıları mevcut.
Bunun için size yardımcı olabileceğini düşündüğümüz, izlerken keyif alabileceğiniz Netflix “Sosyal İkilem” belgeseline bir göz atabilirsiniz!