Hepimiz ofis ortamı hakkında artık daha farklı düşünüyoruz, buna CEO’lar da dahil. “Hibrit bir düzene mi geçilmeli?”, “Çalışanlar evden çalışmaya devam mı etmeli?” ya da “Her gün iş yerine gelmeye yeniden mi başlamalı?” sorularını; alanlarının önde gelen şirketlerinin CEO’ları cevaplandırmış, The New York Times ise derlemiş. Gelin, hep birlikte bakalım!
Bir zamanlar yüz yüze olmaktan hoşlanan işverenler, kalabalık asansörlere ve aşırı dolan konferans salonlarına daha az bağlı hale geldi. Günde 15 saati floresan aydınlatma altında çalışarak geçiren yöneticiler, artık iş günlerinin çalışanları için daha verimli olacaksa bazen 15.00’da bazen de 23.00’da bitebileceğinin farkındalar. Kariyerlerinin başlarında ya da küçük çocukları olduğu dönemlerde daha fazla esnekliğin ve anlayışın; iş hayatlarında ne kadar önemli bir fark yaratabileceğinin farkına vararak hareket ediyorlar.
Yine de bazı CEO’lar eski düzene dönmek için can atabiliyor. Google ve ana şirketi Alphabet'in CEO'su Sundar Pichai durumu, "Ayağa kalkıp beyaz tahtanın karşısına geçip ne düşündüğümü çizerek anlatabileceğim toplantıları özlüyorum." şeklinde açıklıyor.
CEO'lar, hızla değişen çalışan beklentilerini şirketlerinin nasıl devam edeceği konusunda son sözü söyleme dürtüleriyle dengelemeye çalışıyor. ABD'li çalışanlarının sonsuza kadar uzaktan çalışmasına izin vereceğini açıklayan muhasebe ve danışmanlık firması PwC'nin ABD başkanı Tim Ryan, “Bu salgın sırasında tercihler değişiyor.” açıklamasında bulunurken “Çalışanlarımız arasında, halihazırda sahip olduğumuz esnek çalışmayı değil, tamamen sanal olarak çalışmayı isteyen bir kesim olduğunu biliyorduk.” diye ekliyor.
İş gücünün ve ofis yaşamının yeniden düzenlenmesini birçok faktör derinden etkiliyor. Pek çok beyaz yakalı, evlerinden çalışarak geçirdikleri bir buçuk yılın ardından yeni keşfettikleri bu rahatlığı bırakmak istemiyor. Şirketler, özellikle iş gücü güçlü kalmaya devam ederken ve masalarında çok az çalışan varken bile piyasalar canlı kaldığı için, büyük ofislere duyulan ihtiyacı ve bunlarla ilişkili maliyetleri yeniden değerlendiriyor.
Tim Ryan, CEO'ların binlerce insanı istihdam ettiği durumlarda birden fazla seçeneğin olmasının kaçınılmaz olduğunu bir kez daha vurguluyor: “Açıkladığımız şeyin birkaç ay içinde kitlesel işverenler için sıradan olacağına inanıyorum. Sadece dünyanın ne kadar hızlı hareket ettiğini yakalamaya çalışıyoruz.”
20. yüzyılın büyük bir bölümünde erkeklerin her gün takım elbise ve kravat takmasının beklendiği resmi bir ofis kültürüyle ün yapmış olan IBM bile, aslında çalışanların işlerini nasıl ve ne zaman yapacaklarını belirlemelerine izin veren şirketler arasında yerini alıyor.
IBM'in CEO'su Arvind Krishna, üretken oldukları sürece ofis çalışanlarının sabah 5'te mi yoksa 11'de mi geldiklerini veya iş günlerinin öğleden sonra 3'te mi yoksa akşam 9'da mı sona erdiğini artık umursamadığını belirtti.
Google ise gelecek yıl ofise daha fazla çalışan ile geri dönmek için hazırlanırken, ofis alanlarının birçoğunu yenilemeyi planlıyor. Yeniden düzenlenebilen modüler mobilyalara ve geçici odalar oluşturmak için balon duvarları şişirebilen mahremiyet robotlarına sahip olacaklar.
Empati kurmanın, göz teması kurarak konuşabilmenin ya da yemekhanede birine rastlayarak hemen orada bir fikri paylaşmanın sadece Zoom üzerinden gerçekleşmeyeceğinin farkına varıldı.
Ebeveynler de etrafta çocuklar varken evden çalışmak için mücadele ettiler. Çalışan annelerin %40’ı iş ve aile sorumluluklarını dengelemenin zorlaştığını belirtti. Özellikle genç çalışanlar, beklentilerin oldukça yüksek kalırken, evden çalışma sürecinde odaklanmanın son derece zor olduğunu söyledi.
İş günü ile hayatın geri kalanı arasındaki çizgilerin belirsizleşmesi, iş gücünde artan bir hoşnutsuzluk hissine katkıda bulundu. Bu durum, iş piyasasını altüst eden kitlesel istifaları açıklamaya da yardımcı olabilir: Ağustos ayında 4.3 milyon Amerikalı işini bıraktı.
Yine de, bazı ofis sakinleri için uzaktan çalışmanın en az iki yıl sürmesi; akıllı telefonlar, Slack, e-posta ve Zoom ile herhangi bir zamanda herhangi bir yerde çalışmayı mümkün kılmasıyla, kişinin profesyonel yaşamı ile kişisel yaşamı arasındaki sınır her zamankinden daha bulanık hale gelmiş oldu.
Gelecek ister uzaklarda, ister ofiste ya da ikisinin arasında bir yerde olsun; çoğu kişi için ofis işinin geçmişte olduğu gibi olması pek mümkün değil. Çalışanlar, eğer mümkünse, haftada sadece birkaç gün ofiste olabilir. Yöneticileri başka bir eyalette yaşıyor olabilir. Her gün konuşan meslektaşların yüz yüze görüşmesi aylar hatta yıllar alabilir. Ve birçok CEO'nun bunu söylediğini duymak ise hiç sorun değil.