İş hayatında gittikçe daha fazla yer edinmeye başlayan genç nüfusu anlamak ve onların mental sağlığını desteklemek hem iş süreçlerinin sorunsuz ilerlemesi hem çalışan sadakati ve motivasyonu açısından büyük önem taşır. Y ve Z kuşaklarının birlikte çalıştığı ortamlarda nesillerin öğrenimlerinden ve deneyimlerinden kaynaklanan çalışma tarzı, beklenti ve ihtiyaç farklılıkları görülebilir.
Bu farklılıkları anlamak ve genç çalışanlara uygun çalışma stratejileri geliştirmek, verimliliği ve çalışan memnuniyetini artırabilir. Bu nedenle yazımızda bununla ilgili ipuçları vermek, çalışma ortamınızı bu açıdan iyileştirmenize yardımcı olmak istedik ????
Genç Çalışan Nedir?
Verilere göre, 2025’e kadar dünyadaki çalışan nüfusun %27’den fazlasını Z kuşağının oluşturması bekleniyor.
Bu bireyleri anlamak, şimdi ve gelecekte başarılara imza atacakları sağlıklı iş ortamını inşa etmekle mümkün. Yeni neslin beklentilerini karşılamak ve iyi oluşlarını destekleyebilmek, bu sebeple kurumlar için günümüzde büyük bir önem teşkil ediyor.
Her bir birey kendine has beklenti, istek ve düşüncelere sahip olsa da yaş grubuna ve kuşaklara göre bazı beklentiler ortak olabilir. Örneğin iş ve özel yaşam dengesiyle kişisel gelişime önem vermek oldukça kıymetlidir.
Araştırmalara göre, Z kuşağının çalıştıkları kurumlardan beklentilerini şöyle listeleyebiliriz:
Sigorta şirketi AXA’nın anket verilerine göre, dünya nüfusunun yaklaşık %32’si güncel olarak zihinsel sağlık problemleri deneyimliyor. Katılımcılar arasında 18-24 yaş aralığındaki kişilerin ise %39’u ileri derecede anksiyete, stres veya depresyon yaşadığını belirtiyor. Yani gençler, işyerinde mental sağlık problemlerini daha yoğun bir şekilde deneyimleyebiliyor.
İş dünyasındaki yoğun rekabet ortamı genç çalışanların mental sağlıklarını olumsuz etkileyebilir. Onları desteklemek hem çalışanın hem şirketin sürdürülebilir başarısı için büyük öneme sahip.
Genç çalışanlarınızın mental sağlıklarını desteklemek için yapabileceklerinizi şöyle örneklendirebiliriz:
İşyerinde açık ve şeffaf iletişim kurmanız çalışanları dinlediğinizi ve fikirlerini önemsediğinizi gösterir. Anlaşmazlıklar ve yanlış anlaşılmalar açık iletişimle ortadan kalkar.
Aynı zamanda düzenli geri bildirim toplantıları düzenlemeniz de bu kültürü destekler. Yöneticilerin açık kapı politikasını benimsemesi ve ekipleriyle düzenli aralıklarla birebir görüşmeler yapması, çalışanın iş süreçleriyle ilgili endişelerinin önüne geçebilir.
Genç çalışanlar, yaptıkları işlerin fark edilip takdir edilmesini önemsiyor. Çünkü bu, kurum içerisinde destekleyici bir ortam olduğunu kanıtlayan en belirgin işaretlerden biri kabul ediliyor. Diğer durumda şirket içerisinde faydalanılma ve sömürü, mobbing, narsisist yöneticiler gibi olumsuzluklar olduğu anlamına geliyor.
Bunu önlemek için performans değerlendirmeleri yapmak, iltifat etmek ve başarıları ödüllendirmek öz güvenlerini pekiştirmeye yardımcı olabilir.
Ofis ortamlarının gürültüsüne ve stresine belli bir süreliğine de olsa ara verip dinlenebilecekleri alanlar oluşturmanız çalışanlarınızın işe adaptasyonunu artırabilir. Bu alanlar; sessiz odalar, meditasyon ve yoga alanları ya da sadece rahatlamak için tasarlanmış özel odalar olabilir.
Bu durum, mental sağlık açısından denge kurmaya ve gerektiğinde iş stresinden uzaklaşmaya katkı sağlayabilir.
Kariyer yönetimini en iyi şekilde yapmak ve alanlarında ilerlemek isteyen genç çalışanlar öğrenmeye açık ve isteklidirler. Eğitim programları düzenlemeniz veya katılacakları eğitimleri maddi olarak desteklemeniz başarıyı artırabilir.
Mentörlük desteği sağlamanızsa genç çalışanların işyerindeki zorluklarla başa çıkmalarına yardımcı olabilir.
Bu yaklaşım genç çalışanların potansiyellerini gerçekleştirmelerine yardımcı olurken işyerinde daha verimli ve sürdürülebilir bir ortam yaratılmasına da katkıda bulunur.
Siz de Heltia ile iletişime geçerek genç çalışanlarınızla daha efektif şekilde iletişim kurabileceğiniz yolları keşfedebilir, onların iyi oluşlarını destekleyen bir yan hak paketi oluşturabilirsiniz.