Türkiye’nin genç ve başarılı iş insanlarından Dimes Genel Müdürü Ozan Diren ile kariyer yolculuğu, sosyal sorumluluk projeleri ve hedefleri üzerine Follow’a özel bir röportaj yaptık. MEYED ve TOBB bünyesindeki görevlerimin yanı sıra TÜSİAD, TÜRKONFED, Hedefler İçin İş Dünyası gibi STK’larda da farklı görevler üstlenen Diren, küresel bir marka olarak büyümeye devam etmeyi hedeflediklerini, doğadan insana uzanan sürdürülebilir bir değer zincirinin iyilik üretme gücünü artırmaya ve bu değerleri hayata yansıtmaya devam edeceklerini belirtti.
Türkiye’nin en sevilen ve tüketilen markalarından DİMES’in CEO’su ve Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED) Yönetim Kurulu Başkanı olarak kariyer yolculuğunuz nasıl gelişti?
Bizim öykümüz, kendisi de hayata her zaman başka bakan kurucumuz, dedem merhum M. Vasfi Diren’in insan ve doğa için değer üretme tutkusuyla başlıyor; her zaman daha iyi yapma azmiyle şekillenen seçimler ve tercihlerle devam ediyor. Ben, idealist bir girişimcinin memleketin bereketli topraklarının meyvelerini ve tarım işçilerinin emeğini, doğa ve insan için katma değere dönüştürme azmi ile yola çıkmış bir şirketin, DİMES’in içerisinde büyüdüm.
Kariyer hayallerim ve hedeflerim her zaman DİMES odaklı oldu. Türkiye’nin ilk yerli sermayeli meyve suyu, ülkemizin bu alandaki en büyük üreticisi ve önde gelen içecek markasıyız. Bunun da ötesinde DİMES, Doğa ve İnsan arasında sürdürülebilir, kapsayıcı bir değer zinciri oluşturuyor. İşimizin bir yanında doğanın mucizesi meyveler ve onları üreten insanların emeği, diğer yanında sağlıklı ve keyifli içeceklerle hayatlarına eşlik ettiğimiz tüketiciler var.
Tarıma dayalı bir endüstri şirketi olarak, bereketli topraklarımızın ürünlerine ve üreticilerin emeğine katma değer sağlıyoruz. Bu değer zincirinin gücünü geliştirmeyi kendime hedef olarak koydum.
Üniversite yıllarında resmen başlayan DİMES kariyerimde, 19 yaşından başlayarak farklı departmanlarda farklı farklı sorumluluklar ve görevler yüklendim. 1993 – 1999 yılları arasında üretim, satış, muhasebe, bilgi-işlem, pazarlama ve insan kaynakları departmanlarında, her kademede aktif görevler adım. Bu dönemde üniversite eğitimine de devam ettim. Lisans eğitimimi 1997’de İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünde tamamladım. ABD’de University Of Hartford’tan “Pazarlama” alanında ilk lisans üstü diplomamı aldığım 1999 yılı, tam zamanlı olarak DİMES’te çalışmaya başladığım yıldır. 2001 yılında İstanbul Üniversitesi İşletme İktisadı Enstitüsü'nün Finans İhtisas Programı’nı bitirdim.
Gelişen rekabet koşulları, büyüme stratejilerimiz ve DİMES’in en önemli özelliklerinden birini oluşturan dikey entegre kurumsal yapılanmamız doğrultusunda, 1999 yılında DİMES ürünlerinin pazarlama faaliyetleri için Nobel Pazarlama’yı hayata geçirdik. Bu çalışmalarda lider olarak sorumluluk aldım ve bu kurumun Genel Müdürlüğü’nü üstlendim. Bu dönemde kurumsallaşma çalışmalarımızda önemli bir kilometre taşı olan ISO 9000 çalışmalarında sorumluluk aldım.
2011 yılında da DİMES Genel Müdürü olarak atandım. MEYED ve TOBB bünyesindeki görevlerimin yanı sıra TÜSİAD, TÜRKONFED, Hedefler İçin İş Dünyası gibi STK’larda da farklı görevler üstleniyorum.
Dedenizden devraldığınız bayrağı 3. Kuşak yönetici olarak başarıyla taşıdınız ve markayı güçlendirerek daha üst seviyelere getirdiniz. Başarınızın sırrını neye bağlarsınız? Başarılı olmak için neler yapmak gerekiyor?
DİMES, Türkiye’de kurumsallaşma süreçlerinde de öncü kuruluşlardan biridir. DİMES’i modern anlamda kurumsal bir yapıya kavuştururken oluşturulan Aile Anayasasındaki “Aile, hiçbir zaman profesyonele rakip olmamalıdır” kuralı da yer alıyor. Yine Aile Anayasası uyarınca, ailemizin genç kuşakları, DİMES bünyesinde göreve başlama öncesi farklı kuruluşlarda profesyonel deneyimler ediniyorlar.
Bugün çok değerli profesyoneller, DİMES’i büyük başarılara taşıyor ve bu profesyonellerin ortak noktası, köklerimizden gelen değerleri paylaşmaları, içselleştirmeleri, bunları şirket kültürünün bir parçası olarak yaşatmaları ve yaptığımız işlerde dışarıya yansıtmaları. Yıllar içerisinde bu değerleri paylaşan profesyonellerin kalıcı olduklarını, kariyerlerini bu yönde devam ettirdiklerini görüyoruz. Şirketler ve markalar, tıpkı insanlar gibi toplumun bir parçası. Ülkelerinin ve üzerinde yaşadığımız dünyanın kurumsal vatandaşları olan şirketlerin ve markaların, değerlerle yaşaması ve bu değerleri hayata yansıtabilmeleri, insanlık için çok önemli.
DİMES 60 yıldır, tarım üreticisinin emeğinin, katma değerli ürünlerle insan ve doğa için paylaşılan değerlere dönüşmesi için gayret gösteriyor. Dünyanın önündeki bir sonraki 60 yıla bakacak olursak, bu kadar uzun erimli bir süreç içerisinde, insanlık bugün farkında olduğumuz, ya da olmadığımız pek çok sorunu çözmüş olacak. İnanıyorum ki bu kadar da uzun olmayan bir vadede, iş dünyası ve rekabetin asıl kazananları da, kar odaklı değil, insan odaklı firmalar olacak.
Bizim işimiz, tarım üreticilerinin emeğini; sağlıklı, keyifli, yenilikçi içeceklere, ekonomi, toplum ve doğa için değere dönüştürmek. Bu tutkuyu içselleştirmiş, birbirine ve değerlerine sıkı sıkıya bağlı, ancak bunlardan ödün vermeden değişime açık, birlikte samimi bağlarla çalışabilen bir takım yapısı ve bu yapının sürdürülebilirliğini güvence altına alacak bir iş kültürüne imza atabilmek, bence başarımızın özetidir.
Bu değerleri içtenlikle paylaşan çalışma arkadaşlarına sahip olduğum; bu değerleri hayata, topluma kattığı değere yansıtabilen bir organizasyona liderlik ettiğim için kendimi çok şanslı görüyorum.
Aynı zamanda yerli soğuk kahveyle de büyük bir başarı yakaladınız, soğuk kahve kültürünün yeni geliştiği bir ülkede bu başarıyı nasıl yakaladınız?
DİMES Türkiye’nin ilk yerli sermayeli meyve suyu markası olmanın yanı sıra, ülkemizin önde gelen içecek şirketlerinden biridir. Türkiye’nin ilk meyve suyu Arge Merkezi DİMES bünyesindedir. Ar-Ge Merkezimizin, içecek şirketi vizyonumuzla tüketiciye sunduğumuz soğuk kahvemiz OBSESSO üzerinde de önemli bir imzası var.
Yerleşik bir kahve kültürüne sahip ülkemizde, sayısı giderek artan kahveci markalarının yanı sıra, soğuk kahve tüketimi de giderek artan bir trend. Uzun ömürlü ambalajlarda sunulan soğuk kahve, Türkiye’nin yeni tanıdığı bir ürün olmasına rağmen giderek artan bir pazar oluşturuyor ve bu pazar her yıl büyüyor. 2020 yılının olumsuz koşullarına rağmen, soğuk kahve pazarı yılın ilk 9 aylık bölümünde yüzde 22 büyüme kaydetti. Aynı dönemde, OBSSESSO satışları bir önceki yılın aynı dönemine oranla 1,5 kat artış kaydetti. Pazar payımızı 7 puan artırdık ve pazarda en fazla büyüme kaydeden marka olduk. Pazar payımız yüzde 20’lere yaklaştı. Ağırlıklı ithal ürünlerin yer aldığı bir pazarda, yerli Ar-Ge ile üretilmiş, rekabetçi gücü oldukça yüksek yerli bir ürünle başarı gösteriyoruz.
Soğuk kahvemiz OBSESSO, bizim için çok özel, çok önemli bir ürün. Tüketici tercihleri doğrultusunda teneke kutuda sunduğumuz OBSESSO, içeriğinde yerli süt barındırıyor. DİMES Ar-Ge imzası, sadece ürünü değil, uzun ömürlü olmasını sağlayan teknolojiyi ve üretimde kullan makineleri de kapsıyor. İçeriğinde yerli sütle üretilmiş uzun ömürlü soğuk kahvenin, koruyucu katkı maddesi içermeden üretilmesi ciddi bir bilgi birikimi ve teknoloji gerektiriyor. DİMES, Avrupa genelinde bunu başaran 3 markadan biri. Bu üründe Türkiye’de en büyük üretim kapasitesine sahibiz ve Avrupa’da da 3’üncü sıradayız.
Tüketicilerden de çok olumlu dönüşler alıyoruz. Üretim tekniğimizden kaynaklanan yoğun kıvam, tüketiciye lezzetli ve keyifli bir soğuk kahve deneyimi sunuyor. Biz bunu ‘ödül gibi’ diye nitelendiriyoruz. Tüketicilerimiz de OBSESSO’yu, keyif veren, sıcak, samimi ve genç bir marka olarak tanımlıyor. Ayrıca ödedikleri paraya değen ve tavsiye ettikleri bir marka olduğunu ifade ediyorlar. Tüketicilerden aldığımız olumlu dönüşler bizi çok mutlu ediyor. OBSESSO’nun tüketicisi ile ilişkisini, yoğun iletişimle desteklemeye ve hedeflerimiz doğrultusunda büyümeye devam etmeyi hedefliyoruz.
Keyif aldığınız hobileriniz var mı, yoğun tempolu iş hayatının stresini nasıl atıyorsunuz?
Hobi ve ilgi alanlarım arasında, kodlama, uygulama geliştirme, elektronik devre tasarımı ve tarih, felsefe, sosyoloji, antropoloji konulu kitaplar yer alıyor. 11 yaşından beri kodlama konusuna ilgi duyuyorum ve bugünlerde uygulama geliştirmeye odaklanıyorum. Üniversite yıllarından bu yana ilgi duyduğum elektronik devre tasarımı ise, bugün çocuklarımla paylaştığım bir hobi durumunda. Doğada zaman geçirmeyi de seviyorum.
Sosyal sorumluluk ve doğaya katkı projeleriniz hakkında da bilgi verir misiniz?
İnsanların temel arayışı, kendileri için olduğu kadar, içerisinde yaşadıkları toplum, üzerinde yaşadığımız Dünya, yani insan ve doğa için daha fazla, daha kapsayıcı, daha katma değerli ve daha sürdürülebilir bir şekilde iyilik sunulabilmesi.
Bazı kurumlar, kuruluşundaki ve gelişim sürecindeki karar ve tercihleriyle, sürdürülebilirlik değer zincirlerine örnek oluşturur ve iş modelleriyle ekonomik, sosyal ve çevresel sürdürülebilirlik için değer üretirler. Kuruluşundan bu yana, işine ve hayata başka bakmayı, doğanın ve insan emeğinin sunduklarını, katma değerli ürünlerle kıymetlendirip, her bir tercih, her bir iş kararıyla doğa ve insan için daha fazla değer üretmeyi seçen DİMES de, sürdürülebilirliği doğasında barındıran böyle bir kurumdur.
DİMES’in köklerinden gelen öyküsü ve sürdürülebilirlik odağı, tüm iş kararlarımızı doğrudan etkilemektedir. Markamızın tüketicisine ilham vermeyi hedefleyen “Hayata Başka Bak!” sloganı da bu öyküden kaynaklanmaktadır. Sürdürülebilirlik üzerine kurulu iş modelinin temel itici gücünü de, tarımsal ürünleri katma değerli bir şekilde işleme azmi oluşturuyor.
Türk tarımına sanayi ile değer katmayı ilke edinmiş bir şirket olarak, sanayinin sağladığı değerin tabana yayılmasına da büyük önem veriyoruz. Ana hammaddemizi oluşturan meyvelerin tedariğini ise meyve üreticilerinden gerçekleştiriyoruz ve meyve üreticilerini kendi yetiştirdiğimiz meyve fidanlarının ücretsiz dağıtımı ile sürekli destekliyoruz. Bugün DİMES ekosisteminde yaklaşık 60 bin tarım üreticisi yer alıyor. Bu üreticilere olan desteğimizi, ücretsiz fidan dağıtımının ve düzenli zirai bilgi paylaşımının yanı sıra, kooperatif iş birlikleri, adil ve uygun fiyatlarla ürün satın alma güvencesi ile pekiştiriyoruz.
Sürdürülebilirlik konusunda “upstream” inisiyatiflerle de değer sunmayı hedefliyoruz.
Tüm Tetra Pak karton ürün ambalajlarımız, sorumlu ormancılık ilkelerine göre yönetilen ormanlardan elde edilen hammaddeyle ve FSC™ (Forest Stewardship Council – Orman Yönetim Konseyi) sertifikasıyla, geri dönüşüme uygun olarak üretilmektedir. DİMES ülkemizde bu değişimi gerçekleştiren ilk yerli sermayeli firma olma özelliği taşımaktadır.
‘Doğaya ve İnsana Saygı’ temel değerimiz çerçevesinde, milyonlarca meyve fidanıyla desteklediğimiz üreticilerden, kendileri ve değer verdikleri için ürünlerini tercih eden tüketicilere; doğadan, insana uzanan sürdürülebilir bir değer zinciri oluşturuyoruz. Bu değer zincirinin iyilik üretme gücüne, paydaşlarıyla birlikte atacağı küçük adımların büyük değerlere dönüşeceğine inanıyoruz.
Çevre koruma ve geri dönüşüm konularında olumlu davranışların yaygınlaşmasına da önem veriyoruz. Tetra Pak Türkiye iş birliğinde ‘Dönüşüm Doğamızda’ başlığı ile yürüttüğü çalışmalarımızla bu olumlu davranışların artmasını teşvik etmeyi hedefledik ve bu konuda önemli çalışmalara imza attık.
Gelecek dönem için hedef ve planlarınızdan bahseder misiniz?
DİMES Türkiye’deki lider konumun yanı sıra, bir Türk markası olarak küresel rekabette önemli bir yere sahip.
Her zaman daha iyisini sunmak azmimizle, kurucu ilkelerimizden ve hayata yansıttığımız değerlerimizden asla taviz vermeden, bu ilke ve değerleri içselleştirmiş ekip yapımızla ve bu değerleri yenilikçilik ve rekabetçilikle harmanlayan kurumsal kültürümüzle, küresel bir marka olarak büyümeye devam etmeyi hedefliyoruz. Doğadan insana uzanan sürdürülebilir bir değer zincirimizin iyilik üretme gücünü artırmaya ve bu değerleri hayata yansıtmaya devam edeceğiz.