Kariyer, Fransızca carriére "güzergâh, tutulan yol, meslek" sözcüğünden alıntıdır. Fransızca sözcük İtalyanca carriera "araba yolu" sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük İtalyanca carro "araba" sözcüğünden türetilmiştir. İtalyanca sözcük Latince carrus "yük arabası" sözcüğünden evrilmiştir. Aynı kökten Fransızca carguer, İspanyolca carregar türetilmiştir.
Kariyer, insanın yaşamı boyunca yürüdüğü yoldur. Bu yolu aydınlatmayı sağlayan kariyer danışmanlığı ise yeni bir bilgi edinmek için deneyci yaklaşıma sahip bilimsel yöntem kullanılarak kişiye özel geliştirilen hedef, çözüm, uygulama ve tavsiyeler bütünüdür.
Amerikalı psikoloji profesörü John Watson “Davranışçı Gözüyle Psikoloji” makalesini 1913 yılında yayımlayarak yeni bir akım yarattı. Watson’a göre (a.g.e. s.158), “Davranışçı gözünden psikoloji, doğa biliminin tamamen nesnel bir deneysel dalıdır. Teorik amacı, tahmin ve kontroldür. İnsanlar doğmaz, yaratılırlar; bir başka deyişle, bir bebek koşullanma yoluyla trapezci, müzisyen, suçlu vb. bir yetişkin haline getirilebilir.” Davranışçı psikoloji akımını destekleyen psikolog bilim insanlarının savunduğuna göre bebek, çevre tarafından istenilen şeklin verilebildiği bir hamurdur.
Japon kökenli Amerikalı teorik fizik profesörü Michio Kaku her bireyin 12-16 yaş aralığında kariyer danışmanlığı almasını tavsiye eder. Çocukluktan erişkinliğe geçiş dönemi olan ergenlik boyunca zihinsel, fizyolojik ve psikolojik boyutlarda ideal şartlar yakalanarak hamura şekil verilebilir. İnsan yaşamının bütününü kapsayan kariyer yolculuğu için henüz yolun başı olan ergenlik döneminde çeşitli analizler yapılmalıdır. Bu analizler ışığında tasarlanan amaç ve hedefler sonrası performans göstergeleri olan başarı ve mutluluk ölçümü ve geliştirme destekleri ile en yüksek deneyimin sağlanması mümkün olabilir. Ancak yine de hiçbir şey için geç değildir. Daha ileri yaşlarda da kariyer danışmanlığı ile bireyin yaşam kalitesinde ciddi oranda değer yaratmak mümkündür.
Her ne kadar kariyer, insan yaşamının bütününü ifade eden bir yol olsa da kariyer danışmanlığında bazen bu yolun belli bir bölümü de incelenebilir. İster işsizlik sürecinden istihdama isterse işletmelerde yönetici konumunda yaşanan bazı iktidar çekişmeleri, politik davranışlar veya finansal kaygılar mesleki boyutta incelenebilir. Akademik kariyer boyutunda ise yurt içi veya yurt dışı üniversite ve bölüm tercihinden yüksek lisans ve doktora öğreniminde tez, makale ve diğer bilimsel araştırma süreçlerine ve hatta öğretim üyesi olarak akademinin bir parçası olmaya uzanan süreç incelenebilir. Kariyer, akademi ve iş dışında aile, eş, arkadaşlar ve çevreden oluşan sosyal boyutta da incelenebilir. Akademi, iş ve sosyal boyutun yanı sıra finansal ve entelektüel faktörler de esenlik için son derece önemli olup kariyer danışmanlığı sürecinde özenle dikkate alınmaktadır.
Anlaşılacağı üzere yalnızca iyi bir üniversiteden mezun olmak ve işsizlik sorununu bir süreliğine aşarak bir işe yerleşmek ve hatta mesleki açıdan yükselmek kariyer kavramının içini doldurmaya ve dahası başarı, mutluluk ve esenlik sağlamaya yeterli gelmemektedir. Bunlardan daha fazlası, bir insan ihtiyacı olan ve piramidin tepesinde yer alan kendini gerçekleme sağlanmalıdır.
Hümanist psikolojinin ortaya çıkmasında önemli katkıları olan psikoloji profesörü Abraham Maslow, “İnsan Doğasının Uzak Sınırları” eserinde çok az bireyin topluma aykırı giderek kendi yolunu çizdiğini ve potansiyelini kullanarak kendini gerçekleştirdiğini tespit etmiştir. Bu insan tipi de insan doğasının düşünmeden boyun eğenler gibi bir temsilcisidir. Maslow tarafından dile kazandırılan kavramlardan en önemlileri “ihtiyaçlar hiyerarşisi” tepesinde yer alan “kendini gerçekleme” kavramı “en yüksek deneyim” olarak öne çıkmıştır (a.g.e s.16). Maslow tarafından ileri sürülen yönetim teorisine göre sırasıyla fizyolojik, güvenlik, sevgi ve aidiyet, itibar ve nihayet kendini gerçekleme ile zirve noktasına ulaşan insan ihtiyaçları karşılanmalıdır.
İnsan yaşamının yönetimi için karşılanması gereken ihtiyaçlar, temelde fizyoloji ve güvenlik için finans odaklı olduğu söylenebilirken zirveye ilerlendiğinde sevgi ve aidiyet, itibar ve kendini gerçekleme daha çok zihinsel ve psikoloji odaklı olduğu görülür. Başka bir ifade ile finansal özgürlük ve bağımsızlık sağlanamadığı sürece yükselerek kendini gerçekleme ihtiyacını karşılamak da mümkün olamayacaktır. Burada sosyal psikoloji eğiliminde gözlerden kaçan bir tuzağa dikkat çekmek önemlidir. Kamu ve özel sektörün birleşmesi ile oluşan piyasada insanlar bir şekilde çalışmak, değer yaratmak ve gelir-gider dengesini sağlamak üzere sosyal ekonomi zincirinin halkası olmak zorundadır. Bu sayede temel insan ihtiyaçları karşılayacak finansal kaynak sağlansa da bir noktadan sonra zinciri kırmak ve yükselerek daha yukarıdaki insan ihtiyaçlarını karşılamak imkânsız bir hal almaya başlar. Zincirin kırılması ise kendi özgürlüğünü satın almak ile mümkündür! İnsan öncelikle fizyolojik ve güvenlik ihtiyaçlarını karşılamalı ancak finansman kaynağına erişme aracına bağımlı olmayacağı yaşam dönümünü de hesaplamalıdır. O noktaya ulaştığı andan itibaren kalan yaşamının finansmanını sağlayabilmesi özgürlük ve bağımsızlık ile kendini gerçekleme noktasına kadar yükselmesine imkân sağlayacaktır.
William Shakespeare tarafından yazılan meşhur tiyatro oyunu “Pericles, Prince of Tyre” kökleri 6. yüzyıla kadar uzanan ve Orta Çağ’da büyük beğeni kazanan meşhur bir esere dayanır. “Apollonius of Tyre” eserinde geçen “Quod me nutrit me destruit!” Latince “Beni besleyen beni yok eder!” anlamına gelmektedir. Bu düşünce Maslow tarafından ileri sürülen yönetim teorisi ile bütünsel değerlendirilebilir. Yaşam idealine ulaşma ve kendini gerçekleme yolu olan “ihtiyaçlar hiyerarşisi” için çok az bireyin topluma aykırı giderek kendi yolunu çizdiği, çok büyük çoğunluğun ise insan doğasının düşünmeden boyun eğenleri olarak piramidin altında, “konfor alanında” kalarak kendisini besleyen tarafından yok edildiği anlaşılmaktadır.
Aynı felsefe Uzak Doğu’da da yerleşiktir. Nefes insanı hayata bağlayan birincil dış kaynaktır. Yaşam boyu sahip olunan nefes sayısı bilinemese de bunun sınırlı bir kaynak olduğu malumdur. Ancak insanı yaşama bağlayan nefes aynı zamanda da her seferinde başka bir yaşam boyutuna biraz daha yaklaşılmaya sebep olur. İnsanın tüm yaşamı boyunca sahip olduğu nefes sayısını önceden bilmek ve bunu yükseltmek mümkün değildir. Ancak nefes ile eş güdümlü yaşam kalitesini yükseltmek mümkündür.
Kariyer, bir bütün olarak başarı, mutluluk ve esenlik olarak da ifade edebilir. İnsan yaşamında tüm bunları mümkün kılmanın, kendi özgürlüğünü satın almanın ve kendini gerçekleme boyutuna ulaşmanın nasıl mümkün olacağını açıklamaya geçmeden önce, son olarak, üç önemli ismin tavsiyeleri referans alınacaktır.
Roma İmparatoru ve filozof olan Marcus Aurelius'un yaklaşık 2000 yıl önce kaleme aldığı "Kendime Düşünceler" eserinde ifade edilen ve günümüzde hala geçerliliğini koruyan tavsiyeler özetle şöyledir: İnsanoğlu tarafından ömür boyunca tatmin edilmeye çalışılan şöhret, makam, servet, şehvet veya diğer gelip geçici hevesler karşısında bilgelik, erdem, maneviyat, sevgi, başarı, mutluluk, huzur ve insanlara fayda sağlama arasındaki dengenin veya tercihlerin insanın yaşamının amacı ve anlamı için belirleyici bir önemi vardır. Bunlar aynı zamanda insanın ömrü nihayete erdiğinde arkasında bırakacağı izler için de belirleyici olacaktır.
Albert Einstein'ın 1922 yılında Tokyo Imperial Hotel'de valiz taşıyan bir görevliye yazdığı not 25.10.2017 tarihinde 1,56 milyon USD karşılığında satılmıştır. Bu not yüksek fiyatı kadar başarı ve mutluluk üzerine Einstein'ın yaklaşımını açıklaması bakımından da dikkat çekicidir; "Sakin ve mütevazı bir yaşam, sürekli huzursuzlukla birlikte başarı arayışından daha fazla mutluluk getirir."
Atatürk’ün 17.03.1937 tarihinde Ankara Palas’taki konuşmasının bir bölümünde mutluluk üzerine tavsiyesi dikkat çekicidir; “Herhangi bir şahsın yaşadıkça memnun ve mesut olması için gerekli olan şey kendisi için değil, kendisinden sonra gelecekler için çalışmaktır. Hayatta tam zevk ve saadet, ancak gelecek nesillerin varlığı, şerefi ve saadeti için çalışmakta bulunabilir.”
Bütün bu bilgiler ışığında kariyer yönetimi için bir model önermek mümkün olabilir. Her birey ideal olarak ergenlik döneminde veya ilerleyen dönemde, mümkün olduğunca erken yaşlarda deneyci yaklaşıma sahip bilimsel yöntem kullanılarak sunulan kariyer danışmanlığı desteğinden faydalanmalıdır.
Söz konusu kariyer danışmanlığı aşağıdaki üç bölümden oluşan, deneyci yaklaşıma sahip ve bilimsel yöntem kullanılarak kişiye özel geliştirilen hedef, çözüm, uygulama ve tavsiyeler bütünüdür.
1. Analiz: Kişilik ve zekâ tipleri, güçlü yetenek veya ilgi alanları bazı psikoteknik araçlar; test ve envanterler kullanılarak nicel ve nitel bilgiye dönüştürülerek analiz edilir. Bunlara ilave olarak davranışçı psikoloji çerçevesinde şu yaklaşımlar incelenir: (a) karar alma; duygu/düşünce, (b) dışa dönük yaşam; yargılama/algılama, (c) bilgiye erişim; akılcı/sezgisel ve (d) odaklanma; içe dönük/dışa dönük. Ayrıca aile, kültür, inanç, toplumsal cinsiyet, finans, öznel deneyim ve diğer çeşitli öğeler durumsal yaklaşım geliştirmeyi zorunlu kıldığından önemlidir. Bu sayede bireyin sosyal, sanat, iş ve girişimci, geleneksel, araştırmacı, gerçekçi yönleri ve çeşitli yetenekleri açığa çıkartılır.
2. Tasarım: Danışman ve birey etkileşimli olarak analiz bölümünde kazanılan bilgiler ışığında havuz kulvar modelini uygular. Bu modelde akademi, iş, aile ve sosyal boyutlarda yaşamın bütününe ilişkin ideal bir tasarım gerçekleştirir. Bu tasarım geçmiş, bugün ve gelecek boyutlarında zaman akışında gösterilen varlıklar ve kaynakların maddi ve manevi hedeflere ulaşmada etkin ve verimli yönetilmesini sağlayan diyagramdır.
3. Uygulama: İlk iki aşamada “bilmek” ve bu aşamada ise daha farklı bir olgu olan “uygulamak” söz konusudur. Çoğu insan bildiğini sanır, daha azı gerçekten bilir ve nadiren de bilimsel bilgiyi kazanan, uygulayan ve fark yaratan insanlara rastlanır. Kariyer tasarımının uygulanması sürecinde bireyin ihtiyacı olan desteğin boyutları, süresi ve ölçüsü duruma göre farklılık gösterebilir. Burada önemli olan bireyin öz yeterlilik, sürdürülebilirlik, özgürlük ve bağımsızlık kazanmasına ve bu sayede yaşam amacı ve hedeflerine uluşmasına destek olmaktır. Uygulama sürecinde pek çok destek söz konusu olabilir: İstihdam veya girişimcilik, psikoloji, finans, hukuk, eğitim, kültür, sanat, spor ve esenlik bahsi geçen destek boyutları arasında öne çıkanlar olarak sıralanabilir.
Kariyer, yönetim bilimi ve danışmanlığının çalışma alanlarından birisidir. Yönetim bilimi, çok disiplinli (psikoloji, sosyoloji, antropoloji, davranış, mühendislik, finansal ekonomi) sosyal bir bilimdir. Yönetim bilimi, keşfetme, açıklama ve yorumsama amacını güder. Yönetim, uygulamalı felsefedir, bilimdir ve sanattır. Bilimdir, çünkü evrensel geçerliliği olan kuramları vardır. Sanattır, çünkü yönetici, vaka ve diğer değişkenlere göre farklılık gösteren, kesin bir formülü olmayan durumsallık içerir. Bu nedenle insanın kariyerini aydınlatarak başarı, mutluluk ve esenliğe kavuşmasını ve böylece yaşam amacının gerçekleşmesini sağlayacak yönetim bilimi ve danışmanlığıdır.
Hayatta en hakiki mürşit ilimdir fendir, ilim ve fenden başka yol gösterici aramak gaflettir, dalalettir, cehalettir (1922, Atatürk).
İbrahim Can Ph.D. | CPA
Kurucu | Finansal Yönetim Danışmanı
I Can Advisory - I Can Academy
www.icanadvisory.com