Hikayeler, hikayeler ve hikayeler… Peki, bu güzel hikayenin sonuna mı geldik? Bu hikayeyi yaşarken nasıl bir serüvenden geçtik? Ben kısa ama öz bir cevap vermek isterim: Hayal ettik, ürettik ve başardık. Hikayelerin en güzel yanı, sonunda yaşattığı muhteşem hislerdir. Peki hikayeler nasıl başlar?
Bir hikayeyi ve serüveni güzelleştiren unsurlardan biri, beraber yola çıktığımız yol arkadaşlarımızdır. Ne demişler, “yol açık, yola çık.” Temel nokta olarak burayı alabiliriz sanırım. Eğer yoldaysak ve bu yolu yalnız gidersek hızlı gideriz, beraber gidersek daha uzağa gideriz. Bu söz bana ait değil , geçtiğimiz günlerde okuduğum bir Afrika atasözü. Birlikteliği ve topluluğun önemini anlatan binlerce söz var. Birlik içerisinde olmanın hayatın her noktasına nasıl etki ettiğini gördüğümüz yerdir, topluluk. Bir soru daha o zaman: Bu ünlü ve anlamlı atasözlerini ve özlü sözleri yazanlar, neden bu kadar birlikteliğe değinmiş sizce? Benim cevabımı soracak olursanız; en temelde birlikteliğin yarattığı topluluğun, akıl almaz düşünceler ile üreteceği sinerji olmasıdır. Bir uçak içerisine; bir Alman, bir İtalyan, bir Fransız, bir Türk koysanız ve onlara bir şey üretmelerini söyleseniz, en basitinden bir fıkra yazarlardı.
İLERİDE programının ve topluluğunun içerisinde olmak, benim için son zamanlarda olmak istediğim kişiyi pekiştiren bir yolculuktu. Her geçen gün kendime ve çevreme daha iyi bir insan olmaya çalışıyorum. İLERİDE programında öğrendiğim ve tanıştığım kişiler ile birlikte bakış açılarımı tazeledim. Hikayenin temelinin süreç ve ana karakter olduğunu unutmadığım bir altı ay geçirdim. Bu dünyada siz ne verirseniz, verdiğiniz kadar da alırsınız. Bunu unuttuğumuz için sıkça hayal kırıklığı yaşıyoruz. Önce ne yapmanız gerekiyorsa onu yapın, sonra mümkün olanı gerçekleştirin, en sonunda imkansızı başarın. Sırayla gitmek, sizi şu anki durumunuzdan daha mutlu edebilir.
“Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur zaman içinde Alper bu programa başvurmuş.” Evet, hikaye böyle başladı ve devam ediyor. Hikayelerimizin sonunu yalnızca biz belirleriz. Bu serüvenlerde yalnız değiliz. Kurduğumuz ağların yalnızca iki yolu vardır; ya dağ ya bağ. Nerede olduğumuzu ve kiminle olduğumuzu unutmadığımız bir gelecekte görüşmek üzere.
Alper Saruhan - Işık Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği Öğrencisi