Kuruluşların % 61'i yılda 3 ya da daha fazla büyük değişiklik yaşamasına rağmen, sadece %17'si değişimi yönetmede etkili olduklarını düşünmekte. Sizin için şirketler içinde çevik bir öğrenme kültürünün nasıl oluşturulacağıyla ilgili birkaç ipucu paylaşmak istiyorum. Çalışanlarınızın vizyonunu değiştirmek ve verimliliğinizi arttırmak için eyleme geçirilebilir tavsiyeler geliyor! "Agile learning" kültürü nasıl oluşturulur?
“Çevik olmak ne demektir?” diye sorduğumuzda cevabınız muhtemelen “hızlı ve kolay bir şekilde hareket etmek, düşünmek” olacaktır. Metodumuzda bu, tam da beklediğimiz şeydir. Yeni sistemler, yeni teknolojiler arayan şirketler, kendini dinç tutar. Bu sürekli ve hızlı değişim durumu, çalışanların ayak uydurmasını elbette ki gerektirir. Tüm bu değişiklik çeviklik gerektirir ve öğrenme çevikliğini destekleyebilmek için şirketlerin çevik bir öğrenme kültürü oluşturmaya başlaması gerekmektedir. Peki, agile learning için spesifik olarak neler yapılmalıdır?
Çevik bir öğrenme kültürü de dahil olmak üzere herhangi bir öğrenme kültürü oluşturmak için liderlerin bir vizyon yaratmaya yardımcı olması gerekir. Bunu başarabilenler, öğrenme, büyüme, meydan okuma, çeviklik, risk alma ve hata yapmayı tasarladıkları kültürün olumlu bir yönü olarak kabul ederler.
Bu vizyonun ve bu niteliklerin, şirketin dış kuruluşlar, çalışanlar ve potansiyel çalışanlarla nasıl iletişim kurduğu ve onlarla nasıl etkileşime girdiğini kapsaması gerekir. Çevik öğrenmenin kuruluşun tüm alanlarında ve kuruluşun her düzeyinde kabul edilmiş olmalıdır.
Birçok şirket, çalışanların birlikte öğrendiklerinde daha iyi öğrendiklerini deneyimleyerek kabullenmiş durumda. Ekip projelerini belirli görevlerle oluşturmak ekip üyelerinin yeni beceriler öğrenmesine ve birbirlerinden öğrenmelerine yardımcı olabilir. Bu sayede proje ya da çalışılan iş süresince daha güçlü çalışma ilişkileri oluştururlar. Bu ilişkiler, çalışanların belirli iş görevlerinde yardıma ihtiyaç duyduklarında birbirlerine çekinmeden ulaşabilecekleri bir ortam hazırlar.
Çalışanlar ister uzaktan ister bir ofiste çalışıyor olsunlar, bir şeyler öğrenmeleri gerekir. O zaman aklındaki soruların cevaplarına ihtiyaçları var. Birçok kişi için bu çevrimiçi video ve metinlerle desteklenebilir. Mikro öğrenme, bunu gerçekleştirmenin harika bir yoludur çünkü 5-10 dakikaya paketlenmiş bilgi yığınları sayesinde çalışanlar cevaplarını bulabilir! İşte yepyeni şeyleri kolayca öğrendiler!
İsteğe bağlı öğrenme, çalışanların ihtiyaç duydukları anda beceri kazanmalarını sağlar. Bir sorunu çözmek için ihtiyaç duydukları bilgiyi ya da tekniği bulmak için ertesi güne hatta belirli gün içi saatlere kadar beklemek zorunda kalmamalıdırlar. Teknolojiyi ve bir öğrenme&yönetim sistemi kullanarak şirketler, çalışanlarına ihtiyaç duydukları bilgileri sağlayabilir. Ayrıca, çeşitli konular hakkında güncel bilgileri seçerek çalışanlarını güncel tutmak adına onlara yardımcı olabilirler.
Çalışanlarınızı zaten bildikleri bir şeyi öğrenmeye zorlar ya da ilgileri olmayan bir şeyler için çaba sarf etmelerini beklerseniz öğrenmeye olan ilgilerini de kaybedersiniz. Öğrenmeyi kişiselleştirerek onlar için doğru olanı elde edebilirsiniz. Analitik sistem kullanımı sizin anahtarınız olabilir.
Bir şirket; öğrenme platformunu mobil hale getirdiğinde çalışanlarına öğrenmenin her yerde, her zaman gerçekleşebileceğini bildiren bir mesaj gönderir. Çoğu çalışan bir mobil cihazda öğrenmeye kolay adapte olabilir ve uygulamaların ve web sitelerinin cihazları için optimize edilmesini bekler. Mobil öğrenme, öğrenme deneyimini mobil cihazda olabileceği en iyi hale getirmek için sosyal medya, videolar ve bulut bilişim gibi diğer teknolojileri de içerebilir.