Bilgi ve tecrübe edinme sürecini nasıl en verimli hale getirebilirim sorusu, beni sürekli araştırmaya iten en önemli sorulardan biri. Okuduğum kitaplar, farklı araştırmalar, İLERİDE 2023 programında edindiğim bilgiler kendi öğrenme sürecimi optimize etmemde en büyük destek noktam oldular. İLERİDE 2024 programında ilk kez uygulanan genç mentor konseptinde ise bu zamana kadar karşılaşmadığım bir vaka vardı karşımda: bilgi ve tecrübemi aktarmak. Kafamda nasıl bir sistem kuracağıma dair bir sürü kurgu belirdi. Kurgular birbiri üstüne biniyor ve kafam iyice karışıyordu. Karışıklığı gidermek için Descartes’ın kartezyen felsefesinin başlangıç adımı olan sıfırdan tasarlamanın iyi bir çözüm olacağını düşündüm: "Supponam igitur omnia esse falsa, fictaque” / “Öyleyse, her şeyin yanlış ve hayal ürünü olduğunu varsayalım” (Descartes, R. 1641. Meditationes de Prima Philosophia) Aklıma gelen her mentorluk sistemini “yanlış ve hayal ürünü” kabul ettim. Sağlıklı bir sistem için o an aklımda beliren karmaşıklıklar değil, kartezyen sorgulamayla doğruluğundan emin olduğum bilgi ve deneyimler lazımdı. Ulaşmayı amaçladığım sistem belirlediğim üç soruya cevap vermeliydi:
1- Genç Mentor olarak nasıl bir iletişim kültürü en verimli sonuca ulaştırır?
2- Hangi sistem takımımı en doğru ve işlenebilir veriye götürür?
3- Elde edilen veri ve çıktı nasıl en iyi versiyonuna evrilir?
Sorgulanarak aranan bilgi ve tecrübe, doğru sorularla birleşince kendi mentorluk sistemimin omurgasını inşa ettim. Soruların da cevabı olacak şekilde sırasıyla sistemimin aşamaları şunlar oldu;
1- Aktif İletişim
2- Sürekli Öğrenme
3- Karşılıklı Geribildirim
Aktif İletişim
Mentorluk sistemimin ilk adımı, tüm sürecin içinde bulunacağı öğrenme ortamını oluşturmaktı. En verimli yolun, aktif iletişimin olduğu bir ortam kurmak olduğuna karar verdim. Ekip birbirini tanımalı, merak etmeli, soru sormaktan ve fikir belirtmekten çekinmemeliydi. Bu ortamı kurmak için önce iletişimin önemini ekip arkadaşlarıma aşılamam gerekiyordu. İlk toplantıda kısa tanışmadan sonra vaka konusu ve vaka hakkında neleryapılabileceğini konuşurken söze atlayıp, “Her vaka çözülür, her veri bulunur, her sunum hazırlanır. Benim sizden beklentim, süreç bittiğinde en büyük kazanımınızın birbiriniz olması. Bu yüzden sohbet edelim. Sizce yarınki Galatasaray- Fenerbahçe derbisi ne olur?“ dedim. Kulağa saçma geldiğine eminim. Cümleyi kurarken bana da çok başarılı olacakmış gibi gelmemişti. Ama minik sohbetler ve derbi tahmini yorumları, vurgulamaya çalıştığım iletişim, tanışma, iş yapabilme kavramlarını beklediğimden daha üst seviyede yerleştirdi. Ekip içi iletişim istasyonunun da vaka çözümünden hemen önce olması bize çok yardımcı oldu. Aktif iletişimin önemini iyi anlamış olan ekip, hızlıca toplantı organize ediyor, kafalarına takılan yerlerde soru sormaktan ve birbirlerinin görüşlerine yorum yapmaktan çekinmiyor, sürekli aktif bir iletişimin parçası oluyordu. Aklına bir şey takılan, gruba yazmaktan birbirini aramaktan çekinmiyordu. Aktif iletişimin gücü sayesinde, mentor olarak benim sadece toplantılara sonuna doğru katılmam, soruları cevaplamaya ve tartışmaya çalışmam ve muhabbete dahil olmam yeterli olmuştu.
Sürekli Öğrenme
Aktif iletişim kurulduktan sonra ekip ve benim dinamiğimde öğrenme adımı çok kritikti. Ekibin vaka hakkında öğrenmesi, birbirinden öğrenmesi, benim ekipten öğrenmem ve ekibin benden öğrenmesini sağlamam gerekiyordu. Kierkegaard’ın Sokratik metodu tanımlarken bahsettiği gibi “Daimi olarak autopatisk olduğu kadar sympatetisktir de.” (Soren Kierkegaard, Felsefe Parçaları ya da bir parça felsefe.) Etkilerken etkilenme, öğretirken öğrenme. Akşam yemeğinden sonra dost meclisinde sohbet ederek hakikati arayan Sokrates ve Platon gibi. Bu yüzden sürekli öğrenme metodunu seçtim. Sürekli olarak ekibin taradığı literatürleri ben de taradım ve yenilerini bulup faydalanabilecekleri kaynaklar konusunda yol göstermeye çalıştım. Toplantı notlarını, sunum planlamalarını sürekli takip ettim. Uygulamayı tercih ettikleri yollardan ve topladıkları verilerden kendi ufkumu genişlettim, kendi tecrübe ve bilgilerimle de onlara destek oldum. Böylece vaka çözümünde kullanılacak çok sayıda veri, uygulama ve simülasyon sonucu elde ettik.
Karşılıklı Geribildirim
Sağlıklı geribildirim kültürünü, çözdüğüm bir vaka çalışmasında bana mentorluk eden Alman dostum Kai’den öğrenmiştim. Kai, sağlıklı geribildirimin nasıl olması gerektiğini sistematik bir şekilde açıklamıştı. Ondan aldığım bilgiler, geribildirime bakış açımı değiştirdi. Önceden geribildirim esnasında “yaptığım işi eleştiriyorlar” diye bakarken, şimdi “işi yapma sürecinde gözden kaçırdığım geliştirme noktalarını birileri fark etmiş ve bana bunu görme fırsatı sunuyorlar” olarak değerlendirmeye başladım. Geribildirime bakış açımın değişmesi, hayatımın her alanında iyileştirme noktalarımı daha hızlı tespit etmeme ve daha hızlı ilerleme sağlamama olanak sağladı. Sırada bu kültürü ekiple paylaşmak vardı. Ekibin ilerleme adımları sonunda analizlerimle ben onlara geribildirim verirken ekip de bana, düşünce ve uygulamalara yaklaşımım, benden beklentileri ve teknik destek konusunda geribildirim verdi. Karşılıklı olarak daima ileriye gitmeye motive olduk. Sağlıklı iletişim, doğru sistem ve diyalogla aktarılan geribildirimler, süreç boyunca hem ekibin hem benim gelişme noktalarımızı hızlıca tespit etmemizi ve süreci iyileştirmemizi sağladı. Geribildirim sistemi, süreç adımlarımıza öyle entegre olmuştu ki her konuşma, araştırma, uygulamadan sonra herkes geribildirim notları hazır şekilde konuşma yapıyordu.
Yukarıda temel hatlarıyla bahsettiğim aktif iletişim, sürekli öğrenme ve karşılıklı geribildirim sistemi, ekibin İLERİDE 2024 programında aldıkları eğitimle, motivasyonları ve azimleriyle birleşince hayal ettiğimin üzerinde bir başarıyla vaka çözüm ve sunum aşamasını tamamlamamıza olanak sağladı.. Süreç boyunca sürekli olarak ekipten öğrenme ve sürekli kendini geliştirmeye adamış harika insanlarla tanışma imkanım oldu.
Son olarak, genç mentor olarak kendimi geliştirebileceğim ve değer üretebileceğim bir “oyun alanı” sunan Shell Türkiye ve Bilim Virüsü ekibine, her an yanımda olan, kafamdaki planları uygulamam için beni cesaretlendiren ve yol gösteren Yiğit ve Bilge’ye; İLERİDE programının kültürünü ve değerini hissetmemi sağlayarak 2024 yılında genç mentor olarak katılma motivasyon kaynağım olan Meltem Okyar Perdeci’ye; kendi deneyimlerini yaklaşımlarını paylaşarak ufkumu genişleten genç mentor arkadaşlarıma ve süreç boyunca bana destek olan, öğreten ve hep ileriye gitmek için birbirimize hız kattığımız vaka çözüm ekiplerine çok teşekkür ederim.
Kutay Hayta - İLERİDE Programı Genç Mentoru